Babaya Mektup, Franz Kafka’nın babasıyla olan zor ilişkisinin izlerini taşıyan, içten ve sarsıcı bir eserdir. “Senin karşında kendimi hiçbir zaman güçlü hissetmedim” cümlesi, mektubun ruhunu özetler. Modern Klasikler arasında yer alan bu eser, otorite, korku ve sevgi arasındaki çelişkileri derin bir dille aktarır. Karton kapak baskısıyla sunulan Babaya Mektup, Kafka’nın iç dünyasını anlamak isteyen okurlar için eşsiz bir belgedir.
Tükendi
Gelince Haber Ver
Rodoplu Store’da kitap keyfi şimdi daha avantajlı! 500 TL ve üzeri kitap alışverişlerinizde anında 50 TL indirim fırsatını kaçırmayın.
Konusu
Franz Kafka’nın 1919 yılında babası Hermann Kafka’ya hitaben kaleme aldığı Babaya Mektup, yalnızca kişisel bir itiraf değil, aynı zamanda aile, otorite ve birey olma üzerine yazılmış en çarpıcı metinlerden biridir. Kafka, bu mektupta babasının baskıcı ve otoriter kişiliği karşısında yaşadığı yetersizlik, suçluluk ve korku duygularını derin bir içtenlikle dile getirir. Çocukluk travmalarından yetişkinlik dönemine uzanan bu hesaplaşma, yazarın yazın dünyasına yön veren temaların kaynağını da gözler önüne serer. Kafka, Dava ve Şato gibi eserlerinde işlediği yabancılaşma ve otorite karşısındaki çaresizlik temasını burada en yalın ve kişisel haliyle aktarır.
Kitap Özellikleri
Yazar: Franz Kafka
Çevirmen: Regaip Minareci
Orijinal Adı: Brief an den Vater
Kategori: Mektup, Modern Klasikler
Sayfa Sayısı: 64
Boyut: 12,5 x 20,5 cm
ISBN: 9786053328322
Basım Yılı: 2016
Kapak Türü: Karton Kapak
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Neden Okumalısınız?
Kafka’nın kişisel yaşamına ve yazarlığının arka planına dair doğrudan bir içgörü kazanırsınız.
Aile, otorite, bireysel özgürlük ve varoluşsal yalnızlık gibi evrensel temaları etkileyici bir üslupla okursunuz.
Modern edebiyatın en samimi ve sarsıcı itiraf metinlerinden biriyle tanışırsınız.
Yazarın diğer başyapıtlarında işlediği temaların köklerini bu mektupta keşfedebilirsiniz.
Psikolojik derinliği ve duygusal yoğunluğuyla edebi bir yüzleşme deneyimi yaşarsınız.
Alıntı
“Babaya Mektup, yalnızca Kafka’nın değil, her bireyin aile içinde yaşadığı otorite ve özgürlük çatışmalarının da bir aynasıdır.”
